Şiir, 3 Haziran 1963’te ölen Nazım Hikmet’e ithaf edilmiştir...
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Yaralı bir şahin olmuş yüreğim
Oy anam anam haziranda ölmek zor
Haziranda ölmek zor
Çalışmışım on beş saat
Tükenmişim on beş saat
Acıkmışım, yorulmuşum, uykusamışım
Anama sövmüş patron
Sıkmışım dişlerimi
Islıklar söylemişim umutlarımı
Sıcak bir ev özlemişim, sıcak bir yemek
Sıcak bir yatakta unutturan öpücükler
Çıkmışım bir kavgada, vurmuşum sokaklara
Sokakta tank paleti, sokakta düdük sesi
Sarı sarı yapraklar dallarda
İnsan iskeletleri
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Uyarına gelirse tepemde bir de
Çınar demiştin yıllar önce
Demek ki on yıl sonra
Demek ki sabah sabah
Demek ki manda gönü
Demek ki sile bezi
Bir de Memedin yüzü
Bir de saman sarısı
Bir de özlem kırmızısı
Demek ki göçtü usta kaldı yürek sızısı
Yıllara var ter içinde taşırım ben bu yükü
Bıraktım acının alkışlarına
Üç haziran altmış üçü
Bir kırmızı gül dalı eğmiş üstüne
Bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta
Yatıyor oralarda bir eski gömütlükte
Yatıyor usta, Yatıyor usta
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
Geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
Şuramda bir kuş ötüyor
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Haziranda ölmek zor haziranda ölmek zor
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder