8 Şubat 2010 Pazartesi

"Unutulan Meslekler ve Değişen Kültürümüz"



DOLANDIRICILIK

Dolandırıcılık çok çeşitli ve ilginç yöntemlerle yapılırdı.
Güümüzdeki vurdulu kırdılı, cana kast eden soygunculuklardan oldukça farklıydı. Artık pek rastlamadığımız, hemen hemen gündeme hiç gelmeyen kandırmacalı söğüşlemelerin isimleri şöyleydi: Kaldırımcılık, muslukçuluk, tırnakçılık definecilik, şıkşıkçılık, üç kağıtçılık, pislikçilik, tantanacılık, zarfçılık, tavcılık, dızdızcılık vesaire idi. Ayrıca cadde üzerinde icra edilen, insanların acıma duygularını istismar eden sahtekarlıklar da vardı.

Genç kuşak arkadaşlarımızın merakını gidermek için yukarıda sıraladığımız dolandırıcılık başlıkları hakkında kısaca bilgilendirelim.

Vaybabamcılık.
Hırsız, kalabalık içinde gözüne kestirdiği kişiye çarpar. Sarılıp özür dilerken, çarptığı kişinin içcebinden cüzdanını çeker. Bu hırsızlık türü, genellikle insanların çok yoğun olduğu yerlerdeyapılır. Hırsız, dış görünüşü itibariyle parası olduğunu düşündüğü kurbanını tespit ettikten sonraona yaklaşır ve bilerek bu kişiye çarpar. Sonra özür dilemek için kurbana sarılırken el çabukluğuile de genelde kurbanın iç cebinde veya gömlek cebinde bulunan cüzdanını çalar. Kurban bunufark edene kadar hırsız ortalıktan kaybolur.
Kaldırımcılık:
Genellikle açık, bazen de kapalı alanlardaki kaldırımlarda pazarlanan eşyaları aşırmak.
Muslukçuluk:
Abdest almakta olan kişilerin sırtlarındaki ceketlerini önce çarparak düşürüp, sonra düzeltme bahanesiyle veya askıya asılmış olan başkasının ceketinin üzerine kendi ceketini asarak yapılan para çalma işi.
Üç Kağıtçılık:
Diğer ismi “bul karayı al parayı”dır. Biri resimli diğer ikisi rakamlı üç adet iskambil kağıdıyla oynanır. Hüner resimli iskambili bulmaktır. Oynatanın ayakçıları hep kazanır. İzleyenler de kazanırız zannederek oynarlar ve kaybederler.
Pislikçilik:
Ağzında çiğnediği leblebinin posasını, gözüne kestirdiği kişinin omzunun arkasına püskürterek, kuş pislemiş gibi gösterip, temizlemek bahanesiyle, kişinin parasını çalma imkanı yaratır.
Zarfçılık:
Kaldırıma bırakılan bir zarfın bir ucundan para gözükür. Yoldan geçen kişi para buldum zannederek zarfı alır. Pusuda bekleyenler adamı çevirir, zarfın içerisinde daha fazla para vardı diye adamın üstünü arar ve bu arada parasını çalarlar
Şıkşıkçılık:
Üç adet kamışla oynanır. Dolandırıcı, elindeki kamışları saklar içinden biri şık şık öter. Öten kamışı bulmak kolaydır, hemen anlaşılır. İş ciddiye bindimi oynayan hep kaybeder. Çünkü hiçbir kamış ötmez, öten kamış adamın ceketinin yeninde saklıdır. Bu dördüncü kamıştır.
Tantanacılık:
Yolunuzun üstünde bir garibin dövüldüğünü görürsünüz. Dayak yiyenin de, kendini dövenlere karşılık verdiğini ve kendini savunduğunu gözleyip, onları ayırmaya çabalarsınız. Olan olmuştur. Bütün paranızı almışlardır. Tırnakçılık:
Para bozdurmak amacıyla veya döviz cinsi parayı değerinin altında bir karşılıkla bozdurmak isteyen bir kişi gibi kasaya yaklaşan dolandırıcının, el çabukluğu ile kasadaki parayı çalmak hüneridir.
Definecilik:
Eski hissi veren evrakları ve krokileri göstererek, oradaki bazı işaretlerin bir hazinenin yerini gösterdiği palavrasıyla işe ortak etmek. Bu bahaneyle, ihtiyaç duyulan araç ve gereçler için para sızdırmak, kandırmak.
Dızdızcılık:
Birkaç dolandırıcının bir araya gelerek basit makinelere beyaz kağıt sürerek diğer taraftan kağıt para çıkarmak suretiyle saf vatandaşları kandırarak paralarını alma işidir.
Söğüşçülük:
Kadın veya erkek bulmak vaadiyle belirli yerlere götürülen kişilerin soyulmasıdır. Söğüşçülüktüründe yapılan hırsızlıklarda, öncelikle kurbanla görüşülerek beraber vakit geçirmek veyailişkiye girmek amacıyla ayarlanan kadın veya erkekle buluşmak üzere birlikte yola çıkılır.Genelde kurban, daha önceden belirlenmiş ıssız bir yere götürüldükten sonra orada bekleyensuç ortağı veya ortaklarıyla birlikte neyi var neyi yoksa alınır. Şahıs, ayarlanan bayanla cinselilişki halinde iken üçüncü bir şahıs gelir ve şahsın mevcut durumunu etrafa yaymakla tehditeder, daha sonra şahsın cebindeki tüm paraları alır
Tavcılık
Şahısların çeşitli usullerle ikna edilerek ellerinde bulunan para veya değerli eşyaların alınmasıolayıdır. Dolandırıcı, genellikle yurt dışından geldiğini, ibadet yerlerini görmek istediğini söyler.Görünüşte dindardır. Sonra parasız kaldığını anlatıp, sahte altınları kurbanına satar. Tavcılıktürü hırsızlıklarda genellikle karşılıklı bir alışveriş söz konusudur.

Bütün bu dolandırıcılık işlerinin piri ve en şöhretli kişisi ise adına kitaplar yazılan, filmler çevrilen, araştırmalar yapılan, tövbekar meşhur dolandırıcı Sülün Osman’dı.
Sülün Osman kendine özgü yöntemlerle kamu mallarını yani köprüleri, tramvayları, meydan saatlerini satar veya kiralardı. Bazen de kendince icat ettiği para kazanma yöntemlerine soyunurdu. Örneğin büyük parkların girişine paspas koyup ayak silme parası toplamak da O’nun buluşudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder